Zekâ dostu besinler
Aniden
bir fikre ihtiyacınız varsa diyetisyenler kimyon çayı içmenizi
öneriyor. Odaklanmak için ceviz, yaratıcılık için zencefil, problem
çözmek içinse üzüm suyu tavsiye ediliyor.
Her gün düzenli olarak kahvaltı yapan kişilerin diğerlerine oranla daha başarılı ve verimli oldukları biliniyor.
Yoğun
bir güne başlarken; peynir, süt, yumurta gibi protein içeren
besinlerden oluşan bir kahvaltı, şekerli çay ve simitten oluşan bir
kahvaltıya kıyasla daha iyi sonuç almayı sağlıyor. “Odaklanma” için
ceviz, fındık, fıstık gibi sinirleri kuvvetlendiren yiyeceklerin
yenmesi öneriliyor.
Uzmanlar yaratıcılığın geliştirilmesi için
zencefil yenmesini öneriyor. Kimyonun da içerdiği uçucu yağların bütün
sinir sistemini uyardığını söyleyen diyetisyenler “Aniden bir fikre,
bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı içmelidir. Çay, bir fincana iki
tatlı kaşığı dolusu kimyon eklenerek yapılabilir” önerisinde bulunuyor.
DİĞER YARARLI BESİNLER
Çilek: İçeriğindeki fisetin maddesi hafıza kaybının etkilerini azaltıp, bunamayı geciktiriyor.
Tahıl: Önemli bir B vitamini kaynağı olan tahıllar, kan şekerini dengeliyor.
Patates: Kan şekerini dengeli olarak yükseltiyor bu sayede zekâ daha verimli çalışıyor.
Yoğurt: İçinde bulunan tirozin isimli madde hafızayı güçlendirip, beyni uyarıyor.
Üzüm suyu: Dopamin salgılanmasını arttırarak problem çözme yeteneğini geliştiriyor.
Fasulye: Lif ve protein bir arada özellikle çocuklarda zekâyı açıyor.
Kırmızı
ve turuncu renkli sebzeler: Özellikle domates, havuç ve kırmızı biberde
bulunan antioksidan beynin daha uzun süre sağlıklı kalmasını sağlıyor.
Somon: Omega-3 yağları hem beyni koruyor hem hafızayı güçlendiriyor.
Yağsız
kırmızı et: Tam bir demir deposu, özellikle sağlıklı alyuvarlar için
vazgeçilmez... Beyin gelişimi için büyük yarar sağlıyor.
Lahana: Tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için daha stressiz öğrenmeyi sağlar.
hurriyet.com
Yazan :sevilay
ceviz zencefil uzum suyu ve kimyon cayi bunlarin hepsi bir arada kullanilabilirmi ve bir gun icinde cesitli ogunlerde tuketilebilirmi thanks
Son çeyrek yüzyılda modern yaşam tarzının getirdiği, kötü beslenme, hareketsizlik ve stres etkileri yaşamımızın dengesini alt üst etmiş durumdadır. Bu gibi nedenlerden dolayı çağımızda hastalıklarda artışlar görülmüştür. Tıp ilerlemesine rağmen, her derde deva olamamıştır. Bu gelişmeler üzerine asıl çarenin doğada olduğu anlaşılmıştır. Eskiden "kocakarı ilaçları" olarak tabir edilen yöntemlerin, günümüzde Alternatif Tıp inceleme alanına girmesi ile bitkilerin vucudumuz üzerindeki olumlu etkileri de kanıtlanmıştır. Doğadaki meyveler, sebzeler, baharatlar ve şifalı bitkiler bizlere doğanın bir hediyesi, yaradanın bir ikramıdır. Bizim bu ikramdan yararlanmamız alternatif tıbbın ortaya çıkışına ortam hazırlamıştır.
Sitedeki bütün konular