Hipertansiyon Nedir ?
Hipertansiyon
basit olarak yüksek kan basıncı demektir. Kan basıncı ya da daha doğru
söylemek gerekirse kanı kalpten dokulara taşıyan damarların kan
basıncı, hastaya ait özellikler (yaş, cinsiyet, ırk gibi) ve fiziksel
durumdan (istirahat, efor gibi) etkilenen bir parametredir. Bu nedenle
de normal kan basıncı değerlerini belirlemek gerçekte oldukça güçtür.
Bugün kabul edilen kan basıncı değeri istirahat halindeki normal bir
yetişkinde 120/80 mmHg'dır (milimetre civa). Herhangi bir kişide kan
basıncı uyku sırasında düşük, sinirli ya da heyecanlıyken yüksektir.
Normal şartlarda, sürekli olarak kan basıncı 120/80 mmHg (milimetre
civa) üzerinde olan kişiler hipertansiyon hastalığı adayı kabul
edilmektedir. Kan basıncı devamlı olarak 140/90 mmHg üzerinde
seyrediyorsa hipertansiyondan bahsedilir.
Kan basıncı aynı birey içinde ve bireyler arasında farklılık gösterir.
Bu nedenle bireyin kan basıncı (kan basıncının sfingomanometre ile ayrı
ayrı zamanlarda en az 3 kez ölçülmesi) ortalaması alınarak
belirlenmelidir.
Hipertansiyon kalp hastalıkları için ana bir risk faktörüdür. Eğer
tedavi edilmezse beyin dolaşımı, kalp, damar, göz ve böbrek
hastalıkları için ciddi hastalık ve ölüm oranlarında artışa sebep olur.
Bir kez teşhis yapılıp tedavi başlanırsa artan kan basıncı
düşürülebilir, kalp ve kalp dolaşım sistemindeki hastalık riski
azaltılabilir.
Hipertansiyonun Yaygınlığı Nedir?
Sanayileşmiş ülkelerdeki yetişkin nüfusun %10-20 kadarında
hipertansiyon bulunduğu hesaplanmaktadır. Sınırda hipertansiyon
vakaları da katılırsa bu oran kuşkusuz daha yüksektir. Kişinin yaşı,
cinsiyeti ve ırkı hipertansiyon sıklığı konusunda belirleyici
faktörlerdir. Hipertansiyon siyah ırkta ve kadınlarda daha çok
görülmektedir.
Kişi yaşının hipertansiyona olan katkısı öncelikle damarlarda
yaşlanmaya eşlik eden anormalliklerdir. Bu durum özellikle de kanı
kalpten damarlara taşıyan damarlardaki esneklik kaybı ile
açıklanabilir. Ancak yaşla hipertansiyon arasındaki bu bağlantıya bazı
ilkel toplumlarda hiç rastlanmamaktadır. Bu durumda etkili faktörün
"uygarlaşma" ve bununla bağlantılı yaşam biçimi olduğu söylenebilir:
örn. tuz kullanımı, aşırı beslenme, hareketsiz yaşam, stres, vs.
Hipertansiyon Riskleri
Hipertansiyon ciddi bir durumdur. Hipertansiyon, kendi başına öldürücü
değildir; fakat tedavi edilmediğinde hipertansiyonun sonuçları öldürücü
olabilir. Hipertansiyon kalbi zorlayarak kalp yetmezliğine neden
olabilir. Üstelik ateroskleroz ve bunun yol açabileceği iskemik kalp
hastalığı (belli bir bölgede kan akımının kesilmesi nedeniyle oluşan
geçici kansızlık sonucu dokuların hava alamaması) riskini önemli ölçüde
arttırır. Buna ek olarak; hipertansiyonlu hastalar kanama ve beyindeki
kan damarlarının trombozuna (pıhtıyla tıkanmasına) diğerlerinden daha
kolay yakalanırlar. Hipertansiyon ayrıca koroner arter hastalığına da
büyük katkıda bulunur ki, bu hastalık sanayileşmiş toplumlarda
ölümlerin başlıca nedenlerinden biridir. Bahsettiklerimizin hepsi
tedavi edilmeyen hipertansiyonun sonuçları olup hipertansiyona bağlı
morbidite (hastalık), mortalite (ölüm) büyük bir bölümünü oluşturur.
Yazan :şadettin doruk
beslenmeme dikkat ediyor düzenli kontrollerimiyaptırıyorum sorun yok
Yazan :sym_ylcn
tansıyonu ayarlayabılen besın takvıyesı bılıorum
Son çeyrek yüzyılda modern yaşam tarzının getirdiği, kötü beslenme, hareketsizlik ve stres etkileri yaşamımızın dengesini alt üst etmiş durumdadır. Bu gibi nedenlerden dolayı çağımızda hastalıklarda artışlar görülmüştür. Tıp ilerlemesine rağmen, her derde deva olamamıştır. Bu gelişmeler üzerine asıl çarenin doğada olduğu anlaşılmıştır. Eskiden "kocakarı ilaçları" olarak tabir edilen yöntemlerin, günümüzde Alternatif Tıp inceleme alanına girmesi ile bitkilerin vucudumuz üzerindeki olumlu etkileri de kanıtlanmıştır. Doğadaki meyveler, sebzeler, baharatlar ve şifalı bitkiler bizlere doğanın bir hediyesi, yaradanın bir ikramıdır. Bizim bu ikramdan yararlanmamız alternatif tıbbın ortaya çıkışına ortam hazırlamıştır.
Sitedeki bütün konular